Son Eklenenler

Telefonun şirret sesi








Telefonun şirret sesi kulaklarında zıp zıp zıpladı. 

bangır bangır korna sesi telefonun ince çığlığıyla 

kucaklaşıp tüylerinin arasında isyankarca dolaştı. 

tüm bunlar aniden gözlerini açıp bakışlarını tavana 

isabet ettirmesine neden 

oldu. çok terlemişti çok. çok kötü bir kabustu çok.

odasında güneş batmıştı. eli karanlıkta uzanıp 

sigara paketine ulaştı. dumanı azat ederken ‘ne 

garip’ dedi, 

‘eskiden müthiş bir maceraydı karanlıkta sigara 

içmek, gözlerini kocaman açan bir kıza benzettiği 

sigaranın yanan  ucunu izlemek, oysa şimdi hiç 

birşey hissetmiyorum, hiç bir şey.’

telefonun cırtlak sesi sussun diye fosforlu tuşa 

abandı: ‘alo?’ diğer taraftan gelen ses sanki 

dünyadışı bir varlıktan  geliyordu, boğuk, inip çıkan 

bir ses tonu, tek kelimeyi bile anlamıyordu, bu garip 

be boğuk, anlamadığı sesi  susturdu. salondan sesler 

hücum ediyordu, karısının mırıltısı, annesinin 

berrak sesi ve diğerleri. karar anı: biraz

 tom waits dinleyip içeri gidecekti.

kabusunda cenazesini görmüştü. Parmakları play 

tuşunun üstünde dans etti, kırmızı kapaklı 

tom waits albümü, real gone, gıcırtıyla dönmeye 

 başladı plak, piyanosuz ilk tom waits albümü, kabus 

gibi olan bu, diye düşündü, müzik başladı ve şapkalı 

adam,

sigaralı sesiyle şunları söyledi: ‘geçmişimdeki 

hayaletlerden kurtulmalıyım, şeytanlarımı ıslah 

etmeliyim, babamın günahlarını yaşamak kadar, 

gece trenlerini yakalamak kadar gerçek bu, o 

çocuğun kurşun geçirmez bir gülüşü 

vardı, ateşe atacak parası vardı, kız ay’ı cebinde 

taşıdığına inanıyordu...’





ikinci sigara torra torra eylemini gerçekleştirince 

kültablasına, kalktı, kapıyı açtı ve koridordan 

yürüyüp salona ulaştı. 

ilk anda kuvvetli ışık gözlerini kamaştırdı, kalabalık 

salonda tek boş yer olan sandalyeye iniş yapıp şu 

ışığı  azaltsanız ya dedi, çok parlak ne de olsa. kimse 

ona cevap vermedi, o da umursamadı, ne de olsa ilk 

değildi  cevapsız kalması, bu garip topluluğun da, 

şimdi bazı yüzleri seçemediğini görüyordu, 

karısının yüzü buzlu cam   arkasında gibiydi, neden 

böyle üzgün olduğunu, siyahlar giymiş karısının 

neden ağlamaktan gözleri albüm kapağı gibi kıpkırmızı olduğuna kafa yormadı. ‘

hayat böyle işte, diye düşündü, bu güün buradayız 

ve belkide yokuz.’



mago de oz 

Telefonun şirret sesi Telefonun şirret sesi Reviewed by Nazliay on Cuma, Mayıs 20, 2016 Rating: 5

Hiç yorum yok: