Son Eklenenler

Yaşam Tiyatrosunda...




Sen ve ben, iki ayrı özne; sahnesi şehir olan bu yaşam tiyatrosunda!
Şehir hırçın, şehir katil, şehir bir yangın!
Sen ve ben, “biz” olmaya çalışan iki acemi aleviz bu şehir yangınında!
Düşler, tanrılarla sevişen tanrıçalar, poligamik mitler ve mitolojinin son hızla mitomaniye dönüşmesi!

Evet, erimek budur, budur cehennem;
yalanlarla yakılan bu çağ yangınında sen kibrit kutusu, ben ise ıslak bir kibrit çöpü!

Başımı yaslıyorum omzuna, şehirde yangın çıkıyor, gözyaşlarımız saf benzin akıyor! Her gece ayrı bir yalan söylüyorum, yangını(mı) söndürmeye gelen itfaiyecilere: “Ama ben onu seviyorum!” diyorum!

Sevilen hiçbir şey yok oysa biliyorsun, yok sevmeye zamanımız; sorumluluklarımız var, geçmişten getirdiğimiz ve geleceğe kök salmış yalanlarımız!

Ah sevgilim, ah gizemli tanrıça!
Ah sana şizofreniyi aşktan beter sandıran yanılsama!
Biliyorsun ne ben Eros’tum(32) ne de sen Psykhe!
Öyleyse neden bu aniden yüreğimize saplanan ölüm korkusu, neden bu aşk sandığımız intihar tortusu?

Görüyorum, uzun cümleler kuruyorsun, seri cinayetler işler gibi! Ama ben vazgeçtim uzun cümlelerden, bir kenara bıraktım sembolik şizofrenilerimi!
Kimseye anlatmaya kıyamadığım masallar yazıyorum şimdi dört duvar arasında!

Dört duvar, öylesine yalnız ki,yalnızlıktan şehir yanıyor, şehir kanıyor, şehir içime akıyor!
Adını kuşlara öğretip, kaf dağının ardına yolluyorum,şimdi hangi kuşa baksam gagası kanıyor!

Dudaklarımı kemirip duruyorum!
Bir sığınak değil, cephenin tam orta yeri oysa bu aşırı romantizm, bu çocukça hayaller hiçbir soruya cevap değil!
Nereden bulaştım bilmem bu saçma hayallere! Nerede çağlayanlar, hani, su perileri nerede?!
Kendimle dolu dizgin savaşırken kırılmadı mı sanki pegasuslarımın kanatları?! Kim ne yapsın ki şimdi benim gibi korkak kralı?! Kırılmış asam, yarmıyor artık Deniz’leri(26) sevdam!

Parça tesirli bir bomba gibi dururken şimdi elimde eski bir resmin, şiir dediğin yalnızca çekeceğim küçük pim! Ve giderken bıraktığın hiçbir sorunun cevabı değil ani delirişim!

Şehir yok güzel tanrıça, isyan yok, aşk yok:
sorumluluklar var bir tek!
Lanet olasıca sorumluluklar!
Yaşam Tiyatrosunda... Yaşam Tiyatrosunda... Reviewed by Nazliay on Cumartesi, Şubat 28, 2015 Rating: 5

Hiç yorum yok: